AB KOBİ Politikaları

KOBİ’ler, Avrupa Birliği (AB) içinde faaliyet gösteren tüm işletmelerin %99’unu oluşturmaktadır. İstihdam edilen her yüz kişinin seksen beşi KOBİ’lerde çalışmakta ve yaratılan her bir Avro’luk katma değerin %58’i KOBİ’ler tarafından oluşturulmaktadır. Bu nedenle KOBİ’lerin AB ekonomisi açısından oldukça kritik bir önemi bulunmaktadır.

Avrupa Komisyonu, ekonomik büyüme, istihdam ve sosyal entegrasyonun kilit taşlarından olan KOBİ’lere özel önem vermektedir. Bu çerçevede, KOBİ’lerin ihtiyaç duyduğu bilgi, danışmanlık, teknik destek ve finansman gibi konularda KOBİ’leri destekleyerek yeni girişimlerin hayata geçmesini teşvik etmeyi ve iş ortamını iyileştirerek KOBİ’lerin bugünün küresel ekonomisine entegre olmalarını amaçlamaktadır.

Avrupa’yı 2010 yılına kadar dünyanın en rekabetçi, dinamik ve bilgi temelli ekonomisi yapma hedefiyle 2000 yılında ortaya konulan Lizbon Stratejisi, bu hedeflere ulaşma konusunda tam olarak istenilen sonucu vermemiştir. Stratejinin ekonomik boyutunda girişimciler ve KOBİ’ler için daha iyi bir iş ortamı ve yeniliğe dayalı bir bilgi toplumu oluşturulması hedefleri yer almış, özellikle inovasyon ve teknolojik gelişmenin ekonomik değişimin temeli olduğu fikri üzerine yoğunlaşılmıştır. Ancak, yapılan değerlendirme ve gözden geçirme görüşmelerinde öngörülen hedeflere tam olarak ulaşılamadığı ortaya konulmuş, başta istihdam ve sosyal güvenlik alanlarında olmak üzere ciddi sorunların devam ettiği ve elde edilen başarıların yetersiz olduğu vurgulanmıştır[1].

Diğer taraftan Lizbon Stratejisinin iddialı hedefleri, her ne kadar on yıllık süre zarfında tam olarak başarılmaktan uzak olsa da, gerçekleştirilen çalışmaların AB’nin ekonomik gelişimi ve sosyal bütünleşmesinin farklı alanlarındaki ilerlemeye önemli katkıları olmuştur. Bununla birlikte bütün dünyayı etkisi altına alan 2008 küresel krizinin nispeten kolay atlatılmasını sağlamıştır. Bu nedenle Avrupa Komisyonu Lizbon Stratejisi’nden yola çıkarak yeni ve daha ileri bir perspektifle mevcut stratejinin yerini alacak yeni bir strateji geliştirmeye başlamıştır.

Bu gelişmeler ışığında, AB’nin yeni ekonomik dönüşüm stratejisini ve 2020 yılı için hedeflerini belirleyen “Avrupa 2020 Stratejisi” Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 3 Mart 2010 tarihinde açıklanmış ve Lizbon Stratejisinin yerini almıştır.

Avrupa 2020 Stratejisi, 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik ve mali kriz sonrasında Avrupa’yı eskisinden daha güçlü duruma getirme düşüncesinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Dünyada yaşanan küreselleşme, iklim değişikliği gibi hızlı gelişmeler ve Avrupa’da nüfusun yaşlanması gibi yaşanan yapısal problemler, stratejinin dayanak noktasını oluşturmuştur. Söz konusu strateji, yaşanan ekonomik krizi yeni bir ekonomiye giriş için bir başlangıç noktası ve fırsat olarak ele almış ve AB’nin 2020 yılı itibariyle belirlenen hedefler çerçevesinde yapısal dönüşümü hedeflenmiştir.

Avrupa 2020 stratejisi, belirlediği akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme öncelikleri kapsamında istihdam, inovasyon, eğitim, sosyal içerme ve iklim ve enerji konularında birbirini destekleyen 5 hedef belirlemiştir. Sözü edilen bu hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla 7 girişimin hayata geçirilmesi öngörülmüştür. Bu girişimler “Yenilikçilik Birliği”, “Hareket Halinde Gençlik”, “Avrupa için Dijital Gündem”, “Kaynakları Verimli Kullanan Avrupa”, “Küreselleşme Çağı için Sanayi Politikası”, “Yeni Beceri ve İşler için Gündem” ve “Yoksulluğa Karşı Avrupa Platformu” dur. KOBİ’ler, bahsedilen bu yedi girişimin altı tanesinde özellikle vurgulanmakta ve KOBİ’lere özel önem verilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Dolayısı ile Avrupa 2020 Stratejisi hedeflerine ulaşmada KOBİ’lerin çok önemli bir konumu bulunmaktadır. Bu nedenle KOBİ’ler için çeşitli tedbirleri içeren Küçük İşletmeler Yasasının ve işletmelerin sürdürülebilirliğini, büyümesini ve rekabet edebilirliğini amaçlayan “İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği Programının” (COSME) uygulanması, Avrupa 2020 hedeflerine ulaşmak açısından önem arz etmektedir.